Selim Ahmet Kemaloğlu’nun eylemini erkek egemen sistemin desteklediğini ve beslediğini biliyoruz.
Erkeklerin kadınları katletmeden önce, kadınların kendi hayatlarına dair vermiş oldukları kararı kabul etmemelerinin yöntemi olarak sistematik şiddete başvurdukları bir gerçek. Bu şiddet vasıtasıyla kadınların kendi hayatlarına dair aldıkları kararları yok saymaktadırlar ve baskılamaktadırlar. Bu cinsiyetçi bakış açısı gerek evrensel hukuk kuralları ve bağlı bulunduğumuz ulusal ve uluslar arası mevzuat bakımından gerekse toplumsal değer yargılarımız ile bağdaşmamaktadır ve kabulü mümkün değildir.
Muğla Barosu olarak takipçisi olacağımız davada, fail Selim Ahmet Kemaloğlu’nun bu cinayete kılıf uydurmasına ve yargıyı cinsiyetçi bir karar verme yönünde etkileyerek cezasız kalmaya yönelik eylemde bulunmasına izin vermeyeceğiz. “Savunma kutsal, aklamak değil” beyanı ile mahkeme salonlarının faili ve failin cinsiyetçiliğini, failin cinsiyetçiliğini benimseyen zihniyeti besleyebilecek bir alan olmaması yönünden, yargılamaya müdahil olacağız. Erkeklerin kadınlara yönelik şiddet uygulamasını engelleyecek tüm mekanizmaların acil olarak uygulaması için, devletin tüm yasama, yargı ve yürütme organlarının 6284 sayılı Kanunu ve İstanbul Sözleşmesini etkin bir biçimde uygulamaya dair çağrıda bulunuyoruz. Artık kanıksadığımız üzüntü ve kınama mesajlarını duymak istemiyoruz. Devletten koruma talep edecek kadar yakınlaşmış bir tehdide ve öngörülen korkunç sonuca rağmen kadına koruma sağlanamamasının hiçbir hukuki ve vicdani açıklaması olamaz. Yaslı ailelerin değil kadının yanında olmak, kadınların ruhsal ve bedensel bütünlüğünü korumak, hayatta tutmak adına kadına yönelik her türlü erkek şiddetinin engellenmesi ve ilgili mevzuatın uygulanması için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Muğla Barosu Başkanlığı