Muğla Barosu Kadın Hakları 25 Kasım

25.11.2016 15:51:02

Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde erk-egemen sistemin ekonomi politikası, savaş ve şiddet altında yönetim adına dayattığı baskı, eşitsizlik, hak ihlalleri ve erkeğin kadına yönelttiği şiddet her geçen gün artmakta, kadının bedeni, kimliği ve emeği üzerindeki baskılar yoğunlaşmaktadır.

   2016’nın ilk 10 ayında erkekler en az 220 kadın öldürmüş, 65 kadına tecavüz etmiş, 104 kadını taciz etmiş, 352 kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmuş ve  282 kadına şiddet uygulamıştır. Şiddet gören kadınlara hukuksal, sosyal, ekonomik, psikolojik destek veren çocuk yaşta evliliklere karşı mücadele eden10 kadın derneği  ve bir çocuk derneği kapatılmıştır.Olağanüstü hal ilan edilen ve aylardır süre giden zaman diliminde meydana gelen ekonomik kriz ve daralan istihdam nedeni ile öncelikle binlerce kadın işten çıkarılmış ve evine kapanmış, eşit iş eşit ücret isteyemeyen kadınlar eşit olmayan koşullarda sessizce çalıştırılmaya mahkum edilmiştir.
  25 Kasım 1960’ta diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kadının (Mirabel kardeşler) tecavüz edilerek vahşice öldürülmesinin ardından aradan geçen 56 yıl sonra ve hala eşit haklar elde etmek adına sesini yükselttiği için kendilerine biçilen kadın rolleri dışına çıktıkları için öldürülmekte ve baskı altında tutulmaktadır. 1999 da 25 Kasım tarihi Birleşmiş Milletler tarafından “ Uluslararası Kadına Karşı Şiddete Hayır Günü “ ilan edilmesi ile kadının maruz kaldığı şiddete yönelik mücadelesi bir adım daha ileriye gitmiş ve gün be gün devam eden mücadeleye bir anlam kazandırmıştır.
   Kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu imzalanan uluslararası sözleşmeler kapsamında ve Anayasal düzende tartışmasız olduğu halde gece yarısı teklif edilen yasa önerileri sabaha karşı çıkan KHK lar ile bu haklar ve yükümlülükler erk yönetimin eliyle gölgelenmekte ve yok sayılmaktadır.
   Her yıl taciz, tecavüz kadın cinayeti ve bunun gibi türlü toplumsal, ekonomik, psikolojik ve fiziksel şiddetlere maruz kalan kadınlar rakamlarla anılırken diğer yandan erkeğin şiddeti ile mücadele eden kadınların sayısı gittikçe artmakta ve örgütlü mücadelenin değeri daha fazla önem kazanmaktadır. Muğla Barosu Kadın Hakları Komisyonu ve diğer kadın örgütleri bu yıl da şiddet uygulayan erkeğin yargılanmasını, cezasızlığın son bulmasını, iyi hal indirimlerinin tarihin karanlık sayfalarına gömülmesini sağlamak adına çalışmış, il kapsamında takip edilen davalarda etkin sonuçlar ve kazanımlar edinmiştir.
Kadına yönelik şiddetin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, imzalanan uluslararası sözleşmeler ve iç hukuk normları kapsamında devletin yükümlülüğü altındadır. Kadına yönelik şiddet ferdi bir sorun değil toplumsal bir sorundur. Bu sorunun çözümü için kadınlara yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yönelik uluslararası tüm sözleşmelerin de referans alınması gerekmektedir. CEDAW Sözleşmesi ile Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne aykırı yasal düzenleme ve uygulamalardan kaçınılmalıdır. Bugüne kadar imzalanmış olan tüm uluslararası sözleşmelerin yaşama geçirilmesinin sağlanması, olumlu yöndeki çağdaş hukuksal düzenlemelerin yaşama geçirilmesi, en son 17.11.2016 tarihinde teklif edilen yasa tasarısından da anlaşılacağı üzere bu düzenlemelerin kadın kurumları ve plartformları ile mesleki kadın örgütlerinin ortaya koyduğu hassasiyetlere dikkat edilerek ve kolektif çalışmayla yapılması zorunluluk haline gelmiştir.
   Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve nihayetinde son bulması toplumsal barışı ve refahı ardından getirecektir. Bu nedenle ;
Devletin kadınlara yönelik her türlü şiddet eylemini açık bir şekilde kınaması ve cinsiyetçi dil, eylem ve uygulamalardan uzaklaşmasını,
Cinsiyetçi ve kadın erkek eşitliğini hükümsüz kılan yasal düzenlemelerin ve uygulamaların kaldırılmasını, konu ile ilgili çalışmaların ise kadın örgütleriyle birlikte hayata geçirilmesini,
Kadına yönelik şiddet eylemleri nedeni ile yargılanan erkeklere “haksız tahrik indirimi” ve “iyi hal indirimi” uygulamaktan vazgeçilerek uluslararası sözleşmeler hükümlerinin de dikkate alınarak caydırıcı yaptırımlar getirilmesini,
Aile içi şiddeti ve genel olarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti önlemek için iç hukuk normlarının ve Anayasal düzlemde korunan uluslar arası sözleşmelerin uygulanabilirliğinin sağlamasını,
Kadınların ekonomik özgürlüğünün sağlanması ve fırsat eşitsizliğinin ortadan kaldırılması için kreş, sosyal güvenlik, parasız eğitim ve parasız sağlık gibi haklardan yararlanılmasının sağlanmasını istiyoruz.
   Muğla Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyeleri olarak, yani hem kadın, hem  de avukat kimliğimizle, kadına yönelik şiddetle ve cinsiyetçi erkek egemen zihniyetle mücadelemiz dün olduğu gibi bugün ve yarın da tüm gücü ve adalete olan inancıyla devam edecektir.

Muğla Barosu Kadın Hakları Komisyonu